Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu yazımızda kişisel verilerin izinsiz kullanılması ile ilgili oluşan bu suçun hukuki niteliği, zamanaşımı konusu, hangi verilerin kişisel veriler olduğu gibi konular ele alınacaktır.
Kanuni Tanım
Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma ve ele geçirme suçu düzenlenmiştir. Bu suç; genel olarak kişinin özel yaşamında gizli kalması gereken bir takım kişisel bilgilerin üçüncü kişilerce hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması ile oluşur. Kişisel verilerin izinsiz kullanılması suçu bu şekilde tanımlanabilir. Bu tanımdan yola çıkarak, öncelikle kişisel verinin ne olduğunu belirlemek gerekir.
Kişisel Veri Nedir?
Kişisel veri nedir, hangi veriler kişisel veridir? Önce bu soruya cevap vererek başlayalım. Yargıtay kararları ve bilimsel görüşlerden hareketle suçun konusunu oluşturabilecek kişisel veriyi şu şekilde tanımlayabiliriz. “Kişisel veri”; kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı;
- Nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi),
- Adli sicil kaydı,
- Yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği,
- Banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi,
- Kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri,
- Cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri,
- Etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi,
Kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilgidir. Ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez.
Suçun Maddi Unsuru
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Yani kanunda sayılan eylemlerden yalnızca birinin gerçekleştirilmesi ile suç oluşmuş olur. Buna göre; kanunda belirlenen,
- Kişisel verilerin ele geçirilmesi,
- Kişisel verilerin başkasına verilmesi,
- Kişisel verilerin yayılması
Seçimlik hareketlerinden herhangi birinin hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilmesi halinde failin cezalandırılması gerekir.
Yargıtay kararlarına göre, “Kişisel verileri bir başkasına verme” seçimlik hareketinde, maddede geçen “başkası” gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilecek, veriler bu kişilere elden, posta ya da internet üzerinden elektronik posta ile vb. şekillerde verilebilecektir. Bu seçimlik harekette verilerin hukuka uygun ya da aykırı yöntemle elde edilmiş olmasının önemi bulunmamakta olup, önemli olan husus verme eyleminin hukuka aykırı olmasıdır.
“Kişisel verileri yayma” seçimlik hareketi de; internet üzerindeki bir web sitesinde kişisel verileri yayınlamak, birçok kişiye elektronik posta ile ya da telefondan kısa mesajla göndermek, yazılı ya da görsel medyada yayınlamak gibi eylemler ile gerçekleştirilebilecektir.
“Kişisel verilerin ele geçirilmesi” seçimlik hareketi ise; kişisel verilerin kayıtlı olduğu belgelerin alınması ya da kayıtlı olduğu bilişim sisteminden ele geçirilmesi vb… şekillerde gerçekleştirilebilecektir. Ele geçirme fiili, başkasının hakimiyeti altında bulunan bir kişisel verinin, failin hakimiyeti altına girmesi ile gerçekleşmiş olacaktır.
Suçun Manevi Unsuru
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma ve ele geçirme suçu, genel kast ile işlenebilen suçlardandır. Buna göre sanığın, ele geçirdiği, başkasına verdiği veya yaydığı bilginin başkasına ait olduğunu bilmesi ve istemesiyle suçun manevi unsuru oluşur. Ancak, failin kasıtlı olduğundan söz edebilmek için sanığın hukuka aykırı hareket ettiğini bilmesi ve bu biçimde hareket etmeye devam etmesi gerekir.
Suçun Cezası ve Nitelikli Halleri
TCK’nın 136. Maddesine göre, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak bu ceza suçun basit halinin işlenmesi halinde verilecek cezadır. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, Suçun konusunun, nitelikli cinsel saldırı suçu mağdurunun veya mağdur çocuk ifadelerini içeren kayıt ve görüntüler (CMK m.236/5-6) olması halinde verilecek ceza bir kat artırılarak uygulanacaktır.
Bununla beraber bu suça ilişkin olarak TCK’nın 137. Maddesinde iki tane daha nitelikli hal öngörülmüştür.
TCK’nın 137/1-a maddesine göre Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle bu suç işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarı oranında arttırılarak hükmedilir. Suça ilişkin bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, kamu görevlisinin görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak kişisel verileri ele geçirmesi, başkasına vermesi veya yayması gerekir. Kamu görevlisinin görev sırasında olsa bile görev kapsamı dışında kalan bir fiil ile suçu işlemesi halinde TCK 137/1-a da ki artırım gerektiren nitelikli hal uygulanmaz.
TCK’nın 137/1-b maddesine göre belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu suçun işlenmesi halinde de, TCK m.136’ya göre verilecek ceza, yarı oranında arttırılarak hükmedilir. Bu fıkraya verilecek ceza artırım yapılabilmesi için failin sahip olduğu meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanarak suç teşkil eden fiil işlemelidir. Örneğin, telekomünikasyon şirketlerinde kişilerin toplu bir şekilde belli bir bölgedeki telefon numaralarını ele geçirerek yayması veya başkasına vermesi halinde belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli kişisel verileri başkasına verme suçu işlenmiş olacaktır.
Soruşturma ve Kovuşturma
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyet şartına bağlı değildir. Bu nedenle, suçun soruşturulması için müşteki tarafından şikâyet başvurusu yapılması da gerekmez. Savcılık makamı tarafından suçun işlendiği her hangi bir şekilde öğrenilirse derhal soruşturma işlemlerine başlanmalı ve deliller toplanmalıdır.
Zamanaşımı Süresi
Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu açıdan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması eylemlerinden birinin gerçekleştiği andan başlamak üzere 8 yıl içinde soruşturma işlemlerine başlanmalıdır. 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin bitiminden sonra failin kişisel verileri ele geçirme suçunu işlemesi sebebiyle soruşturmaya başlanamayacağı için hakkında ceza kovuşturması yapılamayacaktır.
Sonuç
Kişisel verilerin izinsiz kullanılması, daha genel ismi ile Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu TCK’nun 136. Maddesinde tanımlanmıştır. Her geçen gün daha da dijitalleşen günümüz yaşam biçiminde böyle bir suça maruz kalmak veya bu suçun mağduru olmak hepimizin başına gelebilecek durumlardan birisidir. Bu nedenle konunun takibi, tazminat davası veya diğer aşamalar ile ilgili hukuki yardım almak her zaman yararınıza olacaktır. Bilişim hukuku kapsamında da ele alınabilecek konu için uzman bilişim avukatı kadromuza danışmanız yararınıza olacaktır.
Bek Partners Ceza Hukuku ve ceza avukatı konusunda uzman ve tecrübeli bir ekiple hareket etmektedir. Ceza hukuku konusunda yazmış olduğumuz diğer makalelere aşağıdan ulaşabilirsiniz.