mülakat iptal davası

Mülakat İptal Davası

Mülakat iptal davası son zamanlarda sıkça yaşanan durumlardan birisi olmuştur. Bu yazımızda kamu görevlisi seçiminde sözlü mülakatın hukuk sistemimizdeki yeri ile mülakat sonucu yaşanan elemeler sonucunda oluşabilecek dava yolları ele alınacaktır.

Mülakatın Hukukumuzdaki Yeri

Görevin gerektirdiği nitelikleri taşımayan kamu görevlilerinin bulunması, hizmetin hiç ya da usulüne uygun şekilde yerine getirilmemesi sonucunu doğurabilmektedir. Bu da hizmet kusuru anlamında idarenin sorumluluğuna yol açar. Esasen burada ana kural nitelik gerektiren işler için o işi görecek vasıflı eleman teminidir. Bunun da mümkün olduğunca objektif kriterlere bağlanması gerekmektedir. Kural olarak liyakat sisteminin benimsendiği mevzuatımızda hizmete alımlarda herkesin haberdar olabileceği bir duyurunun (ilan) varlığı ve yarışma sınavının objektif kriterlere uygun yapılarak adayların belirlenmesidir.

Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinde;

“Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

“Hizmete girme” başlıklı 70. maddesinde;

“Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Burada yazımızın konusunu da oluşturan mülakat iptal davası, zaman zaman bu kriterlerin dışında olduğu düşünüldüğü durumlarda başvurucular tarafından açılabilmektedir.

Kamu hizmetlerini görenlerin kahir ekseriyeti memurlardır. Memurların seçiminde (memurluğa girişte) liyakatin esas alınacağı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun temel felsefesidir. Bu Kanun’un 3/C maddesinde; “Liyakat: Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bunun içinde

-Duyuru

-Şeffaflık/açıklık

-Objektiflik

-Yetenek

gibi şartlar aranmalıdır.

657 sayılı Kanun’un “Sınav şartı” başlıklı 50. maddesinde; “Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmaları şarttır.

Sınavların yapılmasına dair usul ve esaslar ile sınava tabi tutulmadan girilebilecek hizmet ve görevler ve bunların tabi olacağı esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir genel yönetmelikle düzenlenir.” düzenlemesiyle objektif bir yarışma sistemi benimsenmiştir.

Böylece önceden belirlenmiş olan görevin gerektirdiği niteliklerin ölçülüp değerlendirilmesi ve hizmete girecekler arasından işi görecek olan en uygun kişinin belirlenmesini sağlamak amaçlanmıştır.

Bu maddeye dayanılarak Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik yürürlüğe konulmuş ve halen uygulanmaktadır.

Yukarıda da ifade edildiği üzere kamu görevlerine girmede liyakat sistemi, eşitliğin yanında hizmete uygunluğu da gerekli kılmaktadır. Bu amaçla merkezi olarak yazılı yapılan KPSS objektif bir sınav olsa da, sırf bu sınav sonucuna istinaden görevin gerektirdiği niteliklerin belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle idarelerin merkezi sınavdan ayrı olarak ya da merkezi sınav yanında başka sınavlar yapması da kabul görmüştür.

Mülakat / Sözlü Sınav

Anayasa Mahkemesi, “Mülakat, bir kişinin davranış ve düşünceleri üstüne bilgi edinmek amacıyla sorulu cevaplı görüşme yapılarak ilgilinin muhakeme gücünü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneğini, genel ve fiziki görünümünü, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunu ve liyakatini, yetenek ve kültürünü, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığını puan vermek suretiyle değerlendirme” olarak tanımlamıştır.

Yazılı sınavda olduğu gibi sözlü sınav da kamu görevlisinin bilgi bakımından yeterliliğini göstermekle birlikte karakterini idari kabiliyetini göstermeyeceğinden her vazife için tek yöntem olarak kullanılamaz. Sözlü sınav gerçekleştirilme biçimi olarak mülakata benzese de ölçülen veri yani meslek bilgisi bakımından 1Şahin, Erdal. “Kamu Görevlisi Alımında Sözlü Sınav ve Mülakat Yöntemleri ile Yargısal Denetim Sorunu.” Ankara Barosu Dergisi 81, no. 1 (Ocak 2023)fn] yazılı sınava benzemektedir.[/mfn]

Yargısal Denetim

Hukuk devleti ilkesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın birçok kararında da vurgulandığı üzere, vatandaşlara hukuk güvenliği sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir. Anayasa’da hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesini sağlayacak araçlar arasında, yürütme yetkisi ve görevinin, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kuralına yer verilmiştir. Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak, idarenin bütün eylem ve işlemleri gibi sözlü (mülakat) sınavların da idari yargı yerlerince denetlenmesi gerektiği izahtan varestedir. Bu nedenle kendine adaylar mülakat veya sözlü sınav sonrası haklarını aramak adına, mülakat iptal davası açarak yargısal denetime başvurmaktadırlar.

Anayasa’nın 125. maddesi, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” kuralına yer vermiştir.

Denetimi zor olsa da, mülakat/sözlü sınav idari işlemlerinin de not verme ya da başarılı/başarısız sayma işlemlerinin tüm dar işlemler gibi yetki, şekil, neden, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygun olması gerekmektedir.

Mülakat İptal Davası

Mülakat iptal davası, kamu veya özel sektörde gerçekleştirilen iş veya eğitim amaçlı mülakatların sonuçlarının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan davalardır. Bu tür davalarda, başvuru sahipleri genellikle mülakat sürecinin objektif ve adil olmadığını, adayların eşit şartlarda değerlendirilmediğini veya mülakat sonuçlarının önceden belirlenmiş olduğunu ileri sürerler. Mülakat iptal davasında, mahkemeler mülakat sürecinin yürürlükteki mevzuata uygun olup olmadığını, iddia edilen usulsüzlüklerin gerçekleşip gerçekleşmediğini ve adayların haklarının ihlal edilip edilmediğini inceler. Bu tür davaların amacı, mülakat sonuçlarının adil ve şeffaf bir şekilde değerlendirilmesini ve hak kayıplarının önlenmesini sağlamaktır.

Sınav Komisyonunun Usulüne Uygun Oluşturulmaması

Kamu görevlisi alımındaki sözlü sınavlar, yasalar ya da idari düzenlemelerle kurulan yetkili sınav komisyonları tarafından gerçekleştirilmektedir. Adaya verilen puan ya da başarılı/başarısız olduğu

sonucu komisyon üyelerince imzalı tutanak ile tespit edildiğinden komisyonun uygun şekilde oluşturulup oluşturulmadığının denetimi sözlü sınavlara özel bir zorluk yaratmamaktadır.

Sınav komisyonunun usulüne uygun olarak oluşturulmamasını Danıştay, sınavın esasını etkileyen aslî şekil kuralı ihlali olarak kabul etmiş ve işlemin iptaline karar vermiştir. Sınav komisyonunun mevzuatta öngörüldüğü biçimde oluşturulmaması, işlemi yetki unsuru bakımından sakatlamaktadır.

Sınavın Ses ve Görüntü Kaydının Alınması

Bu konuya ilişkin olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, yürütmenin durdurulması kararına itiraz üzerine verdiği 13/11/2008 tarih ve E:2008/774 sayılı kararında şu kriterleri benimsemiştir.

-Sözlü sınav öncesinde soruların ve yanıt anahtarının hazırlanması,

-Sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt altına alınması,

-Komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçelerinin ortaya konulması.

Sonraki içtihatlarda bu kriterler tam olarak uygulama olanağı bulamamış ise de hukuk devleti açısından esas alınması gereken ilke: “Yapılan sözlü sınavın ve sınav sonucunda tesis edilen işlemin yargısal denetimi için gerekli tüm unsurların oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir. Hukuk devleti ilkesinin, idarenin yargısal denetiminin yapılmasını ortadan kaldıracak, imkansız kılacak ya da güçleştirecek şekilde bir idari işlem tesis edilmesine izin vermesi mümkün değildir.” şeklinde olmalıdır.

Nitekim, sözlü sınav sonucunda tesis edilen işlemin, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat olmak üzere işlemin tüm unsurları yönünden yargısal denetiminin yapılması esastır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olmak üzere yapılan bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyeceği açıktır.

 

Sınav Soru ve Cevaplarının Önceden Hazırlanarak Tutanağa Bağlanması

Mesleğe girişte yapılacak yarışma sınavına katılan adaylara salt yazılı sınav yapılabileceği gibi, adayların mesleki bilgisi ile beraber mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olup olmadığının belirlenmesi açısından yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte sözlü sınav da yapılması mümkündür.

Sözlü sınav öncesinde adaylara sorulacak soruların ve yanıtlarının sınav komisyonunca belirlenmesi, böylece sözlü sınav öncesinde adaylara yöneltilebilecek soruların ve yanıtlarının hazırlanmış olması gerekmektedir.

Sözlü sınavın temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı aday adayından başlayarak mesleğe en uygun adayların belirlenmesidir. Bu nedenle, aday adaylarının yarıştırıldığı bir sınavda sözlü sınava çağrılacak aday sayısı saptanırken yazılı sınavın nesnel sonuçlarının ortadan kaldırılmaması, mesleğe olabildiğince yazılı sınavda en başarılı olanların alınmasının sağlanması gerekmektedir. Böylece, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında öznel nedenlerin etkili olması önlenebilir, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir belirleme gerçekleştirilebilir.

Takdir Yetkisinin Denetimi

Sözlü sınavlarda not verilmesi ya da başarısız sayma işlemlerinin neden unsurunun verilerini sorulan sorulara verilen yanıtlar, konu unsurunu ise adayın sınavdan belirli bir puan alması ya da başarısız sayılması oluşturmaktadır. Sözlü sınavlarda not verme ya da başarısız sayma konusunda idarelere belli ölçüde takdir yetkisi verildiğinden, neden unsurunun ve neden-konu unsurları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi, takdir yetkisinin denetimi kapsamındadır. Tanınan takdir yetkisinin ölçüsü sorudan soruya değişmekle birlikte sınırsız değildir. Takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemin esas denetimi, Danıştay’ın takdir yetkisinin denetimine ilişkin geliştirdiği ölçütlere göre yapılmalıdır.

Mülakat iptal davası sonuçları itibariyle farklı durumlara yol açabilmektedir.

 

  • 1
    Şahin, Erdal. “Kamu Görevlisi Alımında Sözlü Sınav ve Mülakat Yöntemleri ile Yargısal Denetim Sorunu.” Ankara Barosu Dergisi 81, no. 1 (Ocak 2023)