Bu yazımızda 5237 sayılı TCK’nun 79. Maddesinde tanımlanan göçmen kaçakçılığı suçu ele alınmıştır. Suçun tanımı, maddi ve manevi unsuru, suçun mağdur ve faili, suçun cezası ve nitelikli halleri ele alınmıştır.
Genel Olarak
TBMM 30/01/2003 tarihinde çıkarmış olduğu 4800 sayılı kanunla “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ni kabul etmiştir. Bu kabul ile birlikte adı geçen sözleşme Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukuk hükmü haline gelmiştir. Bu bağlamda, ‘göçmen kaçakçılığı’ suçunun uluslararası bir suç niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun doğal sonucu olarak uluslararası sözleşme hükümleri uyarınca taraf devletler;
- Göçmen kaçakçılığını önlemek,
- Göçmen kaçakçılığı ile mücadele etmek,
- Kaçak göçmenlerin haklarını korumakla görevlidir.
Bu uluslararası yükümlülüğünün gereği olarak mevzuatımızda da TCK’nın 79. Maddesi ile göçmen kaçakçılığı suç olarak düzenlenmiştir.
Göçmen Kaçakçılığının Tanımı
TCK’nın 79. maddesinde göçmen kaçakçılığı suçunun unsurları belirtilmekle beraber suça ilişkin bir tanım yapılmamıştır. Ancak uluslararası sözleşmelerde göçmen kaçakçılığı “Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak mali ve diğer bir maddi çıkar elde etmek için, bir kişinin vatandaşlığını taşımadığı veya daimi ikametgâh sahibi olmadığı bir taraf devlete yasadışı girişinin temini” şeklinde tanımlanmıştır.
Suçun Maddi Unsuru
Göçmen kaçakçılığı suçu TCK’nun 79. maddesinde öngörülen şekliyle; seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Buna göre, kişinin yasal olmayan yollardan;
- Ülkeye sokulması,
- Ülkede kalmasına imkân sağlanması,
- Yurt dışına çıkartılmasına imkân sağlanması, bu suçun işlenmesi mümkündür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşik içtihatlarına göre saydığımız bu fiillerden birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir. Anılan hareketlerden birden fazlasını gerçekleştirilmesi halinde de tek bir suç oluşur. Ayrıca bu suç, serbest hareketli bir suç olup, fiilin gerçekleştirilme şekli önemli değildir.
Kanun metninde adı geçen ülke ifadesinden Türkiye’nin anlaşılması gerekmektedir. Türkiye ülkesi ise,
- Türk topraklarından (kara ülkesi),
- Nehir, göl, içdeniz liman gibi iç sulardan, kara sulardan (deniz ülkesi),
- Bunların üzerinde bulunan hava tabakasından (hava ülkesi) oluşur.
Göçmen kaçakçılığında maddi unsur olarak belirlenen ülkeye sokmak, Pasaport Kanunu hükümlerine göre, elinde giriş için gerekli (pasaport ve pasaport yerine geçen ve bunlara ilaveten vize gibi alınması gereken) belge olmadan ve/veya ülkeye giriş için açılmış bulunan kapılar kullanmadan bir başkasını ülkeye dâhil etmek, almak, getirmek hususlarını ifade eder.
Suçun diğer bir öğesi de ülkede kalmasına imkân sağlamaktır, usulüne uygun olarak ülkeye girmeyenler için ya da ülkeye mevzuata uygun olarak girmiş olup, ülkede kalma için gerekli izinler alınmadan, çalışma veya ikamet tezkeresi bulunmadan, ülkeden sınır dışı edilmemelerini sağlamak için kaçak göçmenlere yönelik yapılan her türlü faaliyeti kapsamaktadır.
Çıkmaya imkân sağlamak da bir Türk veya yabancının Pasaport Kanunu hükümlerine göre elinde çıkış için belge olmadan veya ülkeden çıkış için açılmış bulunan kapılar kullanılmadan veya Pasaport Kanunu’nun 22. maddesi veya CMK hükümlerine göre ülkeden çıkması yasaklanan bir kimseyi ülke dışına çıkarmaktır. Örneğin, göçmenlerin tekneye bindikleri sırada veya Meriç Nehrine yakın bir noktada, tıra kaçak olarak bineceği gümrük sahasında veya bindiği gemi henüz hareket etmeden yakalanması şeklinde gerçekleşen eylemler atılı suçu oluşturacaktır.
Bu suçun oluşması için, suça konu göçmenlerin herhangi bir zarar görmeleri, ölmeleri, yaralanmaları, fiziksel acı çekmeleri gerekli değildir. Bu nedenle anılan suç, bir zarar suçu değil, soyut tehlike suçu görünümündedir.
Suçun Manevi Unsuru
Göçmen kaçakçılığı, ‘Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla,’ ya da bir başka anlatımla, özel kastla işlenebilen bir suçtur. Sözü edilen maksadın maddi menfaat elde etme olması, bu suçu başka suçlardan ayıran bir özelliktir. Suçun tamamlanması için maddi menfaatin temin edilmesi gerekli değildir, anlaşmanın bulunması yeterlidir. Ayrıca maddi menfaatin bizzat faile yapılmış olması da zorunlu değildir, bir başkasına maddi menfaat temin edilmesi durumunda da bu suç oluşur. Göçmen kaçakçılığı suçunun taksirle işlenmesini Kanun açıkça düzenlemediği, nedenle, bu suç taksirle işlenemez.
Suçun Faili ve Mağduru
Göçmen kaçakçılığı suçunun faili herhangi bir gerçek kişi olabilir. Bu açıdan bu suç, özgü suç niteliği taşımamaktadır. Fail, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olabileceği gibi yabancı olması olanaklıdır. Burada dikkat edilecek husus suçun faili göçmeler olmayıp, göçmen kaçakçılığından menfaat sağlayan kişidir. Uluslar arası protokolün 5. maddesindeki düzenlemeye göre ise göçmenlerin suçun konusu olmaları durumunda cezai kovuşturmaya tabi tutulamayacakları kabul edilmiştir. TCK’nın 79. maddesinin gerekçesinde de; “Bu suçta asıl mağdurların, çaresizlik ve yoksulluk nedeniyle kendilerine bir ekmek kapısı açmak için çırpınan insanlar” olduğuna dair bir tespite yer verilmiştir. Sonuç olarak göçmenlerin suçun konusu olmak dışında, bir bakıma bu suçun mağduru oldukları söylenebilmektedir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezası
Göçmen kaçakçılığı suçunun cezası TCK’nın 79/1 maddesinde şu şekilde belirlenmiştir. Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan; bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan, Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan kişi, 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Suçun Nitelikli Halleri
TCK’nın 79. Maddesinin 1. fıkrasında göçmen kaçakçılığı suçunun basit hali düzenlenmiş iken aynı maddenin 2. ve 3. Fıkralarında suçun daha fazla ceza gerektiren nitelikli halleri düzenleme altına alınmıştır. Buna göre,
- Suçun, mağdurların; hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır (TCK m.79/2).
- Göçmen kaçakçılığı suçunun, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır (TCK m.79/3).
Göçmen Kaçakçılığı Suçuna Teşebbüs
Teşebbüs aşamasında fail, işlemeyi kastettiği suçu tamamlamak istediği sonuca ulaşmak amacıyla icra hareketlerine başlamaktadır; ancak elinde olmayan nedenlerle icra hareketlerini tamamlayamamakta ya da icra hareketlerini tamamlamasına rağmen istenilen sonuç meydana gelmemektedir. Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda kural olarak faile TCK’nın 35. Maddesinde belirlenen oranda indirim uygulanarak ceza verilir.
Ancak kanun koyucu bazı suçlarda suç teşebbüs aşamasında kalsa dahi tamamlanmış gibi ceza öngörmüştür. Göçmen Kaçakçılığı suçu da bu tip suçlardandır. Yani göçmen kaçakçılığı suçu teşebbüs aşamasında kalsa dahi tam olarak cezalandırılmaktadır. Başka bir ifade ile Göçmen Kaçakçılığı suçunda, suçun tamamlanması öne alınmıştır. Kanun koyucu tarafından hukuki koruma konusu varlığa zarar vermeyen davranışlar ile suç tamamlanmış kabul edilmiştir. Dolayısıyla suçun tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalmış olmasının bir önemi kalmayıp, her iki durumda da fail tam olarak cezalandırılmaktadır.
Soruşturma ve Kovuşturma
Göçmen Kaçakçılığı suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayet şartına bağlı değildir. Bu nedenle, suçun soruşturulması için müşteki ve ya herhangi bir kimse tarafından şikayet başvurusu yapılması da gerekmez. Savcılık makamı tarafından suçun işlendiği her hangi bir şekilde öğrenilirse derhal soruşturma işlemlerine başlanmalı ve deliller toplanmalıdır.
Sonuç
Bu yazımızda göçmen kaçakçılığı suçu tüm yönleriyle ele alınmıştır. Ceza Hukuku konusunda uzman ceza avukatı kadrosu ile hizmet veren Bek Partners, göçmen kaçakçılığı suçu ile ilgili olarak da gerekli hukuki desteği sağlamaktadır.