Bir iş akdiyle işverene bağlı olarak çalışan işçilerin haklarının mağdur edilmemesi adına en çok ihtiyaç duydukları şey hukuki bir güvencedir. Hayatını devam ettirebilmek ve geçimini sağlamak isteyen işçi bir iş güvencesi altında bulunduğu zaman işyerinde daha rahat çalışabilecek ve işvereniyle arasındaki bağları kuvvetlendirebilecektir. Bu yazımızda işe iade davası ve şartları hakkında en çok merak edilen konulara ilişkin bilgiler verilecektir.
İşe İade Davası
Bir iş yerinde iş güvencesi var ise işveren yalnızca haklı bir nedenin varlığı hâlinde iş sözleşmesini feshedebilir. Bu durum işçilere hukuki bir güvence sağlar. Bahsi geçen iş güveliğinin en yoğun alan ise işe iade davalarıdır. İş güvencesinden yararlanan işçilerin sözleşmeleri haksız yere feshedildiği takdirde onlara işe iade davası açma hakkı doğmaktadır. Biz de bu yazımızda işçilere güvence sağlayan işe iade davasını, davanın şartlarını, açılma süresini ve sonuçlarını ele alacağız.
İşe İade Davası Nedir?
İşe iade davası; işveren tarafından iş akdi feshedilen ancak bu feshin geçersiz olduğunu düşünen işçinin, iş güvencesinden faydalanarak işe iadesini talep ettiği dava olarak tanımlanır.
İşe iade davası, iş sözleşmesi geçersiz bir nedenle sonlandırılan işçi tarafından açılabilir. İşverenin bu davayı açma hakkı yoktur.
İşe İade Davasının Şartları
İşe İade Davasının açılabilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması ve bazı sürelere riayet edilmesi gerekmektedir. Aşağıda açıklamalarını yapacağımız bu hususu maddeler halinde sıralayacak olursak. Genel olarak işe iade davası şartları;
- İşyerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırılması,
- İşçinin bu işyerinde en az 6 aydır çalışıyor olması,
- İşçi ile işveren arasında belirsiz süreli bir iş sözleşmesi bulunması,
- İşveren vekili ve yardımcısı olmamak,
- İş sözleşmenin işveren tarafından geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi
olarak sıralanabilir.
Şimdi bu başlıkları tek tek açıklayalım.
İşyerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırılması
İşe iade davası açabilmek için öncelikli olarak işçinin çalıştığı iş yerinde iş güvencesinin bulunması gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre; 30 veya daha fazla işçinin çalıştığı iş yerlerinde, işçilerin iş güvencesi bulunmaktadır. Bu sayı işverenin aynı iş kolundaki bütün iş yerlerini kapsamaktadır. Aynı iş kolunda işverenin kendine ait birden fazla işyeri bulunmaktaysa 30 veya daha fazla işçi sayısı kriterinde işverenin işyerlerindeki toplam işçi sayısını göz önünde bulundurulacaktır.
İşçinin bu işyerinde en az 6 aydır çalışıyor olması
Yer altı işlerinde çalışan işçi için bu şart gerekli değildir. 6 aylık kıdem hesaplanırken işçinin, aynı işverenin tüm işyerlerinde geçirdiği süreler dahil edilir.
İşçi ile işveren arasında belirsiz süreli bir iş sözleşmesi bulunması
Üçüncü şart olarak iş sözleşmesinin belirsiz süreli olması gerekmektedir.
İşveren vekili ve yardımcısı olmamak
İşletmenin bütünü sevk ve idare etme yetkisine sahip işveren vekili ve yardımcıları, örneğin genel müdür, genel müdür yardımcıları gibi kişiler iş güvencesi kapsamında bulunmadıklarından işe iade davası açamazlar.
İş sözleşmenin işveren tarafından geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi
İşe iade davası açabilmek için gerekli bir diğer şart ise işverenin iş sözleşmesini geçerli bir sebebe dayanmadan feshetmiş olmasıdır. Kanunun 18. maddesinde fesih için geçerli bir sebep oluşturmayan hususlar özellikle belirtilmiştir. Örneğin ırk, renk, cinsiyet, medeni hâl, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenlere dayanarak işçiyi işten çıkartmak sözleşmenin geçersiz bir sebebe dayanılarak feshedildiğini gösterir.
Feshin geçerli nedene dayandığı yönünde ispat külfeti ise işverene ait olup, işverence somut olarak fesih nedeninin gerçekleştiği ispatlanmalıdır.
Her durumda feshin son çare olması gerekmektedir. İşverenin elinde fesihten başka imkanlar varsa öncelikle bu yolları tüketmelidir. Aksi takdirde fesih geçersiz olur ve işçinin diğer şartlar da mevcutsa işe dönme davası, işe iade davası açma hakkı doğabilir.
İşe İade Davası Açma Süresi
İşe iade davası açma süresi; fesih bildiriminin işçiye tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisindedir. Fesih bildirimi yazılı olmak zorundadır. Bunun yanında iş akdinin hangi nedenlerle feshedildiği açık bir şekilde belirtilmelidir. Bildirimde bu şekil şartlarına uyulmaması feshi geçersiz kılabilir ve işçinin işe iadesine karar verilebilir. Fesih, işçinin davranışı veya performansı gibi nedenlere dayandırılıyorsa daha öncesinden işçinin savunmasının alınması gerekir. Aksi durumda fesih geçersiz olur.
İşe İade Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
İşe iade davası, dava dilekçesinin yetkili ve görevli mahkemeye sunulması ile açılır. İş Muhakemeleri Kanunu uyarınca işe iade davası, karşı tarafın yani davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri ile işin veya işlemin yapıldığı yer, iş mahkemelerinde açılacaktır. Yerleşim yerinin tespiti davanın açıldığı tarih esas alınarak yapılır.
İşe İade Davalarında Süreç
İş davalarında arabuluculuk dava şartı olarak düzenlenmiştir. Kanunun 20. maddesi kapsamında işe iade davası açmak isteyen işçi önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Aksi taktirde dava usulen reddedilecektir. İşveren tarafından iş akdi sona erdirilen işçinin, işe iade davası açmadan önce feshin geçersiz olduğu, fesih sebebinin gerçeği yansıtmadığı iddiaları ve işe iade talebi ile fesih bildirimini takip eden bir ay içerisinde arabulucuya başvurması zorunludur. Bu süre içerisinde işe iade talebiyle arabuluculuk süreci başlatılmaz ise işçi işe iade talebinde bulunamaz ve dolayısıyla işe iade davası açamaz.
Eğer taraflar arabulucu kanalıyla uzlaşamazlarsa işçinin bu hususu belirten son tutanağın düzenlendiği tarihi takip eden 2 hafta içerisinde işe iade talebiyle dava açması gerekmektedir. Bahsedilen şartlara sahip işçinin işverene karşı işe iade davasını açarak feshin geçersiz olduğunu iddia etmesi yeterlidir. Feshin geçerli olduğu ve şekil şartlarına uyulduğu hususlarında ise ispat külfeti işverende olup bu hususların ispat edilemediği durumlarda mahkemece işçinin işe iadesine, işçiye boşta geçen süreye ilişkin ödenmesi gereken tazminata ve yine işe başlatılmaması durumunda ödenecek iş güvencesi tazminatına yönelik karar verilir. İki haftalık sürenin geçirilmesi halinde işe iade davası açma hakkı düşer.
İşe İade Davasının Neticesi
İşe iade kararının kesinleşmesinden itibaren işçi, 10 iş günü içerisinde işverene başvurarak işe iadesini talep etmelidir. Bu tarihten itibaren işveren 1 ay içerisinde işçiyi tekrardan işe başlatmalıdır. İşveren, işçiyi işe başlatıp başlatmamak konusunda seçimlik bir hakka sahiptir. Eğer işe başlatırsa işçiye boşta geçen süreye yönelik en fazla 4 aylık ücret tutarında tazminatı ve ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı gibi diğer hakları ödemek zorundadır. İşverenin işçiyi işe başlatmaması durumunda ise işçiye, boşta geçen süreye yönelik en fazla 4 aylık ücret tutarındaki tazminatı, diğer hakları ve en az 4 en çok 8 aylık ücret tutarında iş güvencesi tazminatını ödemek zorundadır.
İşverenin, işçiyi işe başlatma zorunluluğu olmadığı gibi işçinin de işe başlama talebinde bulunma zorunluluğu yoktur. İşe iade kararına rağmen işçi işe başlama talebinde bulunmazsa veya işveren tarafından yapılan işe davete uymazsa işverenin geçersiz feshi geçerli hâle gelecektir. Bu durumda işçi, boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin ücretini ve işe başlatmama tazminatını isteyemeyecektir. Fakat kıdem ve ihbar tazminatını talep edebilir.
İş Hukuku Avukatı
İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen ve çalışma hayatıyla ilgili hukuki düzenlemeleri içeren bir hukuk dalıdır. İş hukuku avukatı ise, iş hukuku alanında uzmanlaşmış ve deneyim sahibi olmalıdır. İş hukuku konusunda faaliyet gösteren bir avukatının aşağıdaki özelliklere sahip olması önemlidir:
- İş Hukuku Bilgisi: İş hukuku alanında güçlü bir bilgi birikimine sahip olmalı ve işçi hakları, işveren sorumlulukları, iş sözleşmeleri ve ilgili yasal düzenlemeler hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalıdır.
- Deneyim: İş hukuku davalarında deneyimli olmalı ve benzer durumları başarıyla ele almış olmalıdır. Bu, müvekkillerine daha iyi hizmet verebilme yeteneğini artırır.
- İletişim Becerileri: İş hukuku avukatının etkili iletişim becerilerine sahip olması önemlidir. Müvekkillerin haklarını koruyabilmesi için açık ve net bir şekilde iletişim kurabilmelidir.
- Müzakere Yeteneği: İş hukuku avukatı, müvekkillerine müzakerelerde rehberlik edebilmeli ve adil sonuçlar elde edebilmek için etkili müzakere becerilerine sahip olmalıdır.
Bek Partners iş hukuku davalarında uzman ve tecrübeli ekibi ile hizmet vermektedir.Bu makalenin konusu olan işe iade davalarında olduğu gibi, iş hukukuna ilişkin diğer konularda da bir hak mağduriyeti yaşamamak için hukuk büromuz ile irtibata geçebilirsiniz.
Sonuç Olarak
İş Kanunu madde 20 ye göre iş akdi sonlandırılırken kendisine bir sebep gösterilmeyen işçi, kendisine bu konuda bir sebep gösterilmediğini veya gösterilen sebebin geçerli olmadığını öne sürerek mahkemeye yapacağı bir başvuruyla işe iadesini talep edebilecektir. İşe iade talebiyle açılacak davada avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak işe iade davasında geçerli nedenin ispatı, tazminat miktarları, dava sonucunda yapılacak başvurular ve önceden ödenmiş kıdem tazminatı gibi değerler dikkate alındığında, bir avukattan yardım alınması ve davanın bir avukatla takip edilmesi hak kaybına uğramamak adına önemlidir.
Siz de iş akdinizin haksız yere feshedildiği düşünüyor ve mağduriyet içerisinde bulunuyorsanız bu konuda bilgi almak amacıyla Çankaya’da bulunan büromuzu, (hukuk bürosu) ziyaret edebilir veya mesai saatleri içerisinde bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Ofisimiz hukuki konularda güncel makaleler paylaşmaktadır. Bizleri instagram ve twitter hesaplarımızdan da takip ederek güncel paylaşımlarımızdan haberdar olabilirsiniz.